55000
FOREIGN FOLLOWERS
60
CERTIFIED TEACHERS
2240
STUDENTS ENROLLED
215
COMPLETE COURSES

Bu projenin amacı, disiplinlerarası bir yaklaşımla etkin bir müze deneyim sürecinin nasıl planlanması gerektiğini göstermek ve müze eğitiminde kullanılabilecek yöntem ve teknikleri ortaya koymaktır. Ayrıca eğitim ortamı olarak müzenin işlevleri, müze planlamasında öğrenmenin nasıl gerçekleştiği, müzeye gitmeden önce, uygulama sırasında ve müze etkinliği sonrasında gibi aşamalarla müze deneyimlerinin nasıl kazanıldığı hakkında fikir vermektir.


Türkiye’de Kültür Varlıkları ve Müzelere büyük önem veren Milli Eğitim Bakanlığı, 2017 yılında ilk kez ülkedeki tüm illerden eğitim müzelerinin her ilde olmasını istedi.
Konya’da bir tane yaptık ve ardından Unesco’nun yıl ilan ettiği bilgileri de aldık.
EC tarafından yapılan bir basın açıklamasına göre, Avrupa Kültürel Miras Yılının amacı kültürel mirasın toplumsal önemi konusunda farkındalık oluşturmaktır. (https://goo.gl/wVM3Zp). Amaç, ortak bir sahiplenme duygusunu teşvik etmek için özellikle çocuklar ve gençler olmak üzere daha geniş bir kitleye ulaşmaktır. Bu açıdan müzeler, çok çeşitli çalışma, keşfetme, etkileşim kurma ve eğlenme yollarına izin verme potansiyeline sahiptir. Bununla birlikte, standart durumlarda öğrenme tamamen örgün eğitimle sınırlıdır.
Türkiye resmi istatistik verilerine (Tüik) göre, 2016 yılında bir önceki yıla göre;
bakanlığa bağlı müzelerde sergilenen eser sayısı %2,4 artarken, müzelere gelen ziyaretçi sayısı %38,7 azaldı. Müzelerin eğitim amaçlı kullanılması işlevsel değildir. Öğrenciler arasında “yaparak öğrenme” becerilerini geliştirmeyi teşvik edecek alanları yoktur. Öğrenciler müzelerin türleri ve yerleri hakkında pek bir şey bilmiyorlar. İlimizde müzeleri ziyaret eden öğrenci sayısı çok azdır. Bunun yanında Avrupa’daki müzelerin mevcut durumu da bu açıdan tatmin edici düzeyde değildir.

Ortaklar arasında yapılan bir ankete göre, öğrencilerin çoğuna müze ve sergilerle olan temaslarıyla ilgilenip ilgilenmedikleri sorulduğunda, cevaplarında “sıkıcı” sıfatını kullanma eğilimindedir. Bunun nedeni, cevabın tipik bir müze ziyaretinden sonra verilmiş olmasıdır. Öğrencilere eşlik eden öğretmenler, ziyaret öncesinde belirli bir ders planı uygulamamışlardır. Öğrenciler müzede bulundukları süre içerisinde okulların düzenlediği hiçbir etkinliğe katılmamışlardır. Ziyaretlerinin ardından herhangi bir faaliyette bulunmamışlardır. Öğrencilerin tüm sürece katılımı sadece dinleme ve gözlem ile sınırlıdır.

Öte yandan, müzenin “hafıza ve teorik bilgi sunan bir yer”den “deneyim yaparak öğrenme yeri, buluşma ve eğlenme yeri”ne dönüşmesiyle öğrenciler ziyareti ilginç buluyorlar. Bu durumda müze deneyimi de öğrencileri kendi eserlerini yapmaya motive edebilir.

Ayrıca müzelerde çalışan müze eğitimcileri bulmak da yaygın değildir.
Ayrıca müze eğitimi ile ilgili eğitim faaliyetleri sınırlıdır. Çoğu eğitimci, “müze-tapınak”a sıkıcı bir ziyareti “bir öğrenme ve deneyim kaynağı olarak müzede” keyifli bir sürece dönüştürme konusundaki zayıflıklarını kabul eder.

Bu nedenle, özel projenin bağlamı, müzenin bir pedagojik yaklaşım olarak kullanılmasını ve hedef grup olarak 10 – 15 yaş aralığındaki öğrencilere yönelik alternatif öğrenme kaynakları olmanın yanı sıra müze eserlerinin değerini fark etmek için bir motivasyon kaynağı olacak yenilikçi faaliyetlerin gerçekleştirilmesini hedeflemektedir.

Sonuç olarak projenin hedefleri aşağıdaki gibidir:

  • Okul ve müze arasında güçlü bir bağ oluşturma
  • Müzenin duyular yoluyla edinilen deneyimlere vurgu yapılırken yaygın eğitim yeri olarak kullanma
  • Müze sergilerini inceleyerek ve algılama becerilerini geliştiren etkinliklerle öğrenme
  • Eğitim yaklaşımı olarak yaparak yaşayarak öğrenmeyi dahil etme
  • Katılımcılar arasında işbirliğini teşvik eden yöntemler yaparak alternatif öğrenmenin entegrasyonu
  • Açık çapraz müfredat yaklaşımlarında müze sergilerinin kapsamlı kullanma
  • Öğretmen merkezli eğitim modelinden bilginin öğrencilerin katılımıyla elde edildiği öğrenci merkezli modele geçiş
  • Geçmişin keşfi yoluyla şimdiki zamanı anlama, dün ile bugün arasındaki benzerlik ve farklılıkları bulma
  • Öğrencileri ulusal ve uluslararası geçmişin kaşifleri olarak hareket etmeye teşvik ederek nesiller arası bağlar kurma

Kültür, sanat, tarih ve coğrafya ile ilgili bir proje yapmak çok önemlidir.

Proje katılımcıları ve ağırlıklı olarak hedef kitleyi oluşturan genç öğrenciler, proje faaliyetlerine katılarak sadece kendi kültür ve geçmişlerinin değil, diğer ülkelerin tarihinin de farkında olacaklardır.

Bu süreç, “öteki”nin daha iyi anlaşılmasında önemli bir rol oynayacaktır. Ayrıca katılımcıları kültürel ve ulusal çeşitliliğe karşı daha hoşgörülü olmaya motive edecektir. Bu şekilde yabancı düşmanlığında da bir azalma sağlanacaktır. Böyle bir ulusötesi proje, ülkemiz sınırlarının dışına uzanan daha geniş bir topluluğa ait olma duygusunu pekiştirecektir.

Son olarak, eğitim veya iş nedeniyle başka bir ülkeye taşınması muhtemel olan genç katılımcılar, yeni sosyo-kültürel koşullara daha kolay uyum sağlamak için geri bildirime sahip olacaklardır.